Decorative palm
1 × $244.00
Decorative palm
1 × $244.00
Son Haberler

Seboreik Dermatit Nedir?

Anasayfa
  • Blog
  • Seboreik Dermatit Nedir?
  • Seboreik Dermatit Nedir?

    Seboreik dermatit enflamatuvar bir cilt hastalığıdır. Saçlı deri, burun kenarları, kaşlar, kaş arası, kulak içi, önü ve arkası, erkeklerde sakal bölgesi, özellikle gövde ön kısım ve iki kürek kemiği arası, daha az sıklık ile de kasıklar, koltukaltı gibi kıvrım yerleri etkilenir. Bu bölgelerde kırmızı bir zeminde sarı yağlı görünümde kepeklenmeler olur. Kronik bir hastalıktır. Özellikle stres dönemleri, sıcak ortam ve ter hastalığı tetikler. Medikal tedaviler ile kontrol altına alınabilir, fakat kesin bir tedavisi yoktur. Akne kadar yaygındır ve durum her yaştan insanı etkiler.

    Bebeklerde Seboreik Dermatit

    Beşikteki bebeklerde yaygındır. Bebeğin saç derisinde yağlı veya kabuklu olabilecek pullu döküntülere neden olur. Birkaç ay içinde tedavi olmaksızın gidebilir. Nadiren, bebeğin diğer vücut alanları da etkilenebilir

    Yetişkinlerde Seboreik Dermatit

    Yetişkin Dermatit

    Seboreik dermatit yetişkin bir kişide nüks ve dinlenme dönemleri ile devam eder. Sıcak hava ve stres, alevlenmeleri tetikleme eğilimindedir. Tedavi, dermatiti azaltabilir ve bazı semptomları hafifletebilir.

    Nedenleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?

    Seboreik Dermatit

    Amerikan Aile Hekimi Tıp Dergisi tarafından yayınlanan bir rapora göre SD, nüfusun yüzde 1 ila yüzde 3’ünde görülmektedir. Vücudumuzda mevcut olan bir fırsatçı mantarın, stres ve terleme dönemlerinde çoğalarak yaptığı bir dermatit tablosudur. Eğer kişi aşırı alkol kullanıyor ise, antidepresan kullanımı varsa, anksiyete ve depresyonda da görülme sıklığı fazla olmaktadır. Çalışmalar genetik yatkınlık ve hormonların seboreik dermatit gelişiminde rol oynadığını düşündürmektedir, ancak bu durumla ilgili spesifik gen mutasyonlarını henüz tanımlanmamıştır. Stres, ciltteki maya ve sıcak ortam SD için potansiyel tetikleyicilerdir.

    Doğal Tedavi Yöntemleri

    Tetikleyiciler cilt tipine ve hassasiyetine bağlıdır. Doğal çözümler söz konusu olduğunda, tek bir seçenek yoktur.

    Uygun Cilt Bakımı:

    Cilt Bakımı

    Yüz bölgesinde her gün SD için uygulan olan bir temizleyici ve nemlendirici kullanmak uygun olacaktır. Saç derisi semptomları için ise, yetişkinler kömür katranı, salisilik asit, selenyum sülfür veya çinko pirition içeren şampuanları kullanabilirler.

    Balık Yağı:

    Balık Yağı

    Omega-3 yağ asitleri bakımından yüksek olan balık yağı, antienflamatuvar nitelikleri ile bilinir. Çalışmalar, balık yağı takviyelerinin çeşitli enflamatuvar cilt hastalıklarının semptomlarında azalmaya neden olduğunu göstermiştir.

    Aloe Vera:

    Aloe Vera

    Aloe vera antienflamatuvar özelliklere sahiptir ve araştırmalar seboreik dermatit tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir. Aloe vera takviyeleri, alevlenmeleri bastırmaya ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.

    Probiyotikler:

    Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve vücuttaki enflamatuvar yanıtları azaltabilir. Probiyotiklerin seboreik dermatit alevlenmelerinin sayısı üzerindeki etkileri sınırlı olsa da, sağlıklı bağışıklık tepkilerini desteklemektedir, bu yüzden denemeye değer olabilir. Küçük yaştaki çocuklar araştırılmadığı için 1 yaşın altındaki çocuklara yoğurt veya oral takviyeler gibi herhangi bir probiyotik ürünü verilmemelidir.

    Çay Ağacı Yağı:

    Çay Ağacı Yağı

    Çay ağacı yağı, birçok cilt rahatsızlığı için uzun süredir bir tedavi olarak çalışılmaktadır. Antibakteriyel, antifungal ve antienflamatuvar niteliklere sahiptir. Çay ağacı yağının topikal kullanımı güvenlidir, fakat Hindistan cevizi yağı veya zeytinyağı gibi bir taşıyıcı yağ ile seyreltilmelidir. Uygulamadan önce 3-5 damla çay ağacı yağını 25 gram taşıyıcı yağ ile karıştırın. Bu karışım, kaşıntıyı azaltmaya ve pullu cilt yaralarının iyileşmesine yardımcı olabilir.

    Tıbbi Tedavi

    Topikal ilaçlar, en yaygın tedavi şeklidir. Hastanın şikayetleri yoğun olduğunda sistemik antifungal tedaviden yararlanılır. Fakat hastalık sık nüks ettiği için sistemik tedavi kesin çözüm olmayacaktır ve şiddetli vakalarda tercih edilmelidir