Neden Dolgu Uygulamalari
Neden Dolgu Uygulamalari
Yaşlandıkça, yüzümüz deri altındaki doğal yağlarını kaybeder. Yüz kasları daha sonra cilt yüzeyine daha yakın çalışır, bu yüzden gülümseme çizgileri ve kaz ayakları daha belirgin hale gelir. Genetik yatkınlık, güneşe maruz kalma, beslenme alışkanlıkları, sigara kullanımı gibi sebepler de cildimizin bu hacim kaybına katkıda bulunur. Bu aşamada kaybedilen yağların yerine, cildimize destek olması açısından dermal dolgu maddelerinden yararlanabiliriz.
Enjekte edilebilir dolgular; hacim kaybının olduğu dudak, burun, çene , yanaklar, el üzeri gibi yüzün ve vücudun çeşitli bölümlerine uygulanarak hacim veren, yeniden şekillendirebilen uygulamalardır. Hem kadın hem de erkekler, etkinliği ve güvenliği nedeniyle ameliyatsız yüz gençleştirme için dolgu uygulamalarını tercih etmektedir.
Ameliyat, kaybolan hacim ve dolgunluğu getirmede yeterli olmayabilir. Uzman eller tarafından uygulandığında, dermal dolgular bu kayıp hacmi zahmetsiz bir biçimde geri getirebilir. Daha kısa iyileşme süreleri ile cerrahiye etkili bir alternatif olan dolgular, hyalüronik asit gibi doğal içerikli veya bazen sentetik içerikli olabilir. Kolay uygulama ve hızlı iyileşme süresi ile de özellikle 30 yaş üstü hastalardan büyük ilgi görmektedir.
Dermal dolgular;
Yüz hatlarını geliştirir
Kaybedilen hacmi geri kazandırır
Derinleşmiş kırışıklıkların görünümünü iyileştirir
Yüze daha ince ve genç bir görünüm sağlar
Dolgu maddeleri kalıcı, yarı kalıcı ve kalıcı olmayan olarak 3 e ayrılır
Kalıcı olmayan dolgu maddeleri
Hyalüronik asit içeren bu dolgular, kendilerinden bin kat daha fazla su tutarlar. Uygulandıkları alana hacim sağlarlar. Üstelik kolajen sentezini tetikledikleri için de yaşlanma sürecini tersine çevirmeye katkıda bulunurlar. Hyalüronik asit normalde vücudumuzda bulunan ve zamanla azalan bir moleküldür. Dermal dolgularda uygulanan hyalüronik asit de, aslına uygun olarak özel labaratuvar şartlarında üretilir. Etkileri kullanılan alana göre değişmekle beraber 8-18 ay arasındadır.
Yarı kalıcı dolgular
Kalsiyum hidroksiapatit, polikaprolakton, polilaktikasit gibi etken maddelere sahip bu dolguların asıl amacı uygulanan alanda kolajen sentezini tetikleyerek yaşlanma sürecini tersine çevirmektir. Etkileri 1.5-4.5 yıl arasındadır. Doğru ellerde uygulandığında oldukça güvenli uygulamalardır
Kalıcı dolgular
Genellikle kullanılan silikon bazlı dolgulardır. Fakat kalıcı olmayan ve yarı kalıcı dolgular kadar tercih edilmezler
Sonuç olarak eğer volüm etkisi istiyorsak daha çok hyalüronik asit içeren dolgu maddelerini tercih ediyoruz. Volüm etkisinden ziyade daha çok cilt kalitesini arttırmak, ince çizgileri azaltmak, lifting etki istiyorsak yarı kalıcı dolgu maddelerini tercih ediyoruz. Ama hyalüronik asit dolguların da kolajen tetikleme etkisi ile cilt kalitesine etkileri varken, yarı kalıcı dolgular da volüm etkisi yapabilmektedir. Hatta ikisini birlikte kullandığımız vakalarımız da olur