Paronişi (Dolama) Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?
Paronişi, yani halk dilindeki adıyla dolama; tırnakların kenarındaki derinin yada tırnağın çevresindeki epidermis tabakasının enfeksiyon kapmış halidir. Paronişi vakaları sıklıkla manikür, tırnak yeme yada tırnak ucundaki derinin herhangi bir sebeple travma geçirmesi sonucu oluşmaktadır.
Hastaya çok ciddi acı, ağrı hissettiren paronişi enfeksiyonu, hem aerop hem de anaerop bakteri içermektedir. Paronişiden alınan kültür örneklerinde en sık olarak rastlanan ajanlar; staphylococcus aureus ve streptokokok çeşitleridir. Paronişi sorunu genellikle tırnağın etrafında bir selülit oluşumu ya da beraberinde bir Frank irini ile ortaya çıkmakta ve neredeyse o parmağın tamamının hiçbir şekilde kullanımına izin vermeyecek kadar ağrıya, sızıya sebep olmaktadır.
Paronişi (dolama) belirtileri nelerdir?
- Enfeksiyon bölgesinde şişkinlik,
- Ciltte renk değişiklikleri,
- Tırnağın şeklinde, renginde ve dokusunda değişimler olması,
- Tırnağın tırnak yatağından ayrılmaya başlaması
Paronişi (dolama) kimlerde daha sık görülür?
Paronişi sorununun görülmesiyle ilgili özel bir ırk ya da bölgeden söz edilemez. Paronişi, her yaştan her tür bireyde görülebilir. Paronişiyi akut ve kronik paronişi olarak 2 ye ayırabiliriz
Akut paronişi görülen kişiler
- Tırnak yeme alışkanlığı olan bebekler, çocuklar ve yetişkinler,
- Parmak emme alışkanlığı olan bebek ve çocuklar,
- Uygun koşullarda yapılmayan manikür işlemleri sonrasında yetişkinler,
- Parmakların ve tırnakların alçıda kalmasını gerektiren bazı durumlardan sonra,
- Eli ve tırnağı etkileyen bazı travmatik durumlardan sonra akut paronişi ortaya çıkabilir.
Kronik paronişi görülen kişiler
Kronik paronişi, akut paronişi gibi öyle bir olay sonrasında ortaya çıkmaz, daha çok bu soruna sebep olan durumlara uzun süreli maruz kalınmasında ortaya çıkabilir. Bu kişiler daha çok;
- Çiftçiler,
- Balıkçılar,
- Ev hanımları,
- Temizlik işi ile çok uğraşan kişiler olarak sıralanabilir.
Akut paronişiye sebep olan etkenler genellikle bakteriyel kaynaklıdır. Genellikle stafilokokus aerus gibi bakteriler akut paronişiye neden olurken, nadiren de herpes simpleks gibi bakteriler buna yol açabilir. Kronik paronişinin neden olduğu ile ilgili ise sebepler henüz tam olarak tespit edilememiştir. Ancak sıklıkla ve sürekli benzer faktörlere maruz kalan bölgede oluşan dermatittin kronik paronişiye sebep olabildiği düşünülmektedir.
Paronişi (dolama) tanısı nasıl konur?
Paronişi tanısı diğer hastalıklarla kıyaslandığında çok daha kolay konabilmektedir. Çoğu zaman hastanın doktora anlattığı şikayetler ve ardından yapılan muayene ile beraber paronişi teşhis edilebilmektedir. Ancak bundan emin olmak için ilgili bölgeden örnek alınarak laboratuvarda incelenebilir.
Paronişi (dolama) nasıl tedavi edilir?
Paronişi vakalarında tedavi için öncelikle sorunun akut veya kronik olması durumuna bakılır ve tedavi de buna göre değerlendirilir. Akut paronişi sorununda hastanın ilk olarak yapması gereken, enfeksiyonun olduğu bölgeye belirli aralıklarla ıslak pansuman uygulanması, topikal antibiyotikler ve gerekirse sistemik antibiyotik kullanımıdır. Eğer olgunlaşan bir apse formasyonu varsa, apsenin direnajı hem tedaviden erken sonuç alınmasını sağlar, hem de hastanın ağrısını azaltır. Paronişi vakalarında ilaç kullanımları ve apsenin drenajına rağmen iyileşme gerçekleşmezse, nadiren de olsa tırnağın çıkarılması, yani çekilmesi yoluna gidilir. Tüm bunlardan yola çıkılarak paronişinin evde kendi kendine tedavi edilmesinin çoğu zaman mümkün olmadığı ve çok ciddi bir tedavi sürecinden geçmesi gerektiği söylenebilir. Paronişi tedavisine daha ayrıntılı olarak bakmak gerekirse;
Tedavisinde genellikle selülit flukloksasilin ya da eritromisin gibi oral antibiyotikler kullanılan paronişi vakaları, kesinlikle ilaç kullanımına başlamanın 24 – 48 aat sonrasında kontrole çağırılmalı, ilacın etkisi değerlendirilmelidir. Paronişinin irini drene edilmeli ve bulunduğu yüzeye de mupirosin kremi uygulanmalıdır. Eğer hasta bir çocuksa antibiyotik tedavisine başlanmalı, o da 2 günde bir kontrol edilmelidir. Paronişi vakalarında çok sık olmamakla birlikte irin tırnağın altında gelişir ve komple bir drenaj için tırnağı çekmek bile gerekebilir. Normal şartlar altında 10 gün ya da 2 haftalık bir antibiyotik tedavisi ve drenaj ile paronişinin tamamen tedavi edilebilmesi mümkündür.
Paronişi sorunu sık sık tekrarlıyorsa, hastanın staphylococcus için bir taşıyıcı olduğu düşünülmelidir. Böyle bir durumda hastanın burnundan ve aksilladan alınan örneklerde staphylococcus üremesi tespit edilirse, antibiyotikler dışında, daha ileri bir tedavi gerektiği kanısına varılır.
Paranoşi vakasında fluktuasyon saptanmadığında apseyi direne etmekten ziyade, bölgeye ıslak pansuman, tırnağı yukarı kaldırma ve antibiyotik tedavileri uygulanır. Paronişi sorununda teşhisin erken dönemde konması ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanması cerrahi drenajı da önleyebilme açısından önemlidir.
Tırnakta küçük bir enfeksiyon olması durumunda tırnak yan kenarları yukarı kaldırılır ya da bisturi veya enjektör iğnesi ile tırnak, epidermis üzerinden kaydırılarak tedavi edilir. Bu bölgede genelde sadece canlı olmayan doku vardır ve bundan dolayı da acısız bir şekilde kesi yapılabilir. Tırnağın altında püy geliştiği çok ciddi enfeksiyonlarda lateral ya da proksimal tırnak kısmını kaldırarak drenaj için uygun olup olmadığını kontrol etmek gerekir.
Paranoşi sorununun 6 haftadan daha uzun süre devam etmesi durumu “kronik paronişi” olarak adlandırılmaktadır. Kronik paranoşi vakaları daha çok immun yetmezliği olan hastalarda görülmekte ve bu hastalarda daha çok atipik bakteriler ve c. albicans gibi ajanlar söz konusu olmaktadır. Paronişi tanısı koymakta herhangi bir şüphe olması halinde, hastayı bilgilendirerek paronişiden etkilenen parmağın distaline basınç uygulamak, beklenenden daha fazla oranda renkte soluklaşma olması ve olası bir püy (alyuvar, bakteri veya yıkılmış doku kalıntılarının iltihabı olan doku sıvısı) birikmesi durumunda paronişi tanısı konur.
Kronik paronişi vakalarında öncelikle tırnakların olduğu alan kuru tutulmalı, tırnak hijyenine ve sağlığına önem verilmeli ve tırnak bakımı düzenli olarak yapılmalıdır. Eğer paronişinin altında yatan neden bir dermatit ise tedavi ona yönelik planlanmalıdır.
Bazı paronişi vakalarında püy üstünde serbest bir şekilde hareket eden tırnak görülür. Bu tür bir durumda tırnağın tamamen kaldırılması gerekir. Tedavide kesi ve drenaj sonrasında hastanın eli hareketsiz kalmamalı ve kalpten yukarı seviyede tutulmalıdır.
Paronişide hastaya ne zaman antibiyotik verilmeli?
Paronişi sorununda eğer etkilenen bölgeyi çevreleyen selülit varsa, hastanın diyabet öyküsü varsa, periferik vasküler hastalık veya immün sistemi baskı altında olan hastalar varsa antibiyotik tedavisine başlanması doğru olur.
Paronişi komplikasyonları nelerdir?
Paronişi sorunu yeterli ve doğru şekilde tedavi edilmediği zaman ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Selülit adı verilen enfeksiyonlara neden olabileceği gibi tendon enfeksiyonlarına da sebep olabilir. Kronik paronişi vakaları tedavi edilmediğinde ise en sık olarak ortaya çıkan komplikasyon tırnak distrofisidir.