20li 30lu ve 40lı Yaşlarda Yaşlanma Karşıtı Cilt Bakımı
20’li, 30’lu ve 40’lı yaşlar için en doğru cilt bakımını uygulamak, hayatınızın bu kritik dönemlerinde ortaya çıkabilecek cilt yaşlanması belirtilerini en aza indirmeye yardımcı olacaktır. 40 yaşında veya daha büyük ama harika bir cilde sahip birini gördüğünüzde, neyin işe yaradığı bellidir: güneş kremi!
İyi bir cilde sahip olmak isteyen herkes, her gün güneş kremi kullanmalıdır. 20’li yaşların başında bunu dinlemek çok gereksiz görünebilir ve bronz tenin o ışıltısı çok cazip gelebilir. Ancak, ilerleyen yıllarda güneşin altında saatler geçirdiğiniz için pişman olabilirsiniz. Cildiniz için her gün güneş kremi sürmeli ve güneşten mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Cilt yaşlanmasının yüzde 80’i güneş hasarından kaynaklanır. Bu nedenle, yaşlanma karşıtı önlemler almak istiyorsanız, yapmanız gereken en önemli şey güneşten korunmak olmalıdır.
Güneş hasarı ve cilt yaşlanması
Tüm gün ve tüm yıl boyunca UV ışınları etraftadır. UVA ışınları, UV ışınlarının en uzun dalga boyuna sahiptir. Bu, cildinize derinlemesine nüfuz ettiği anlamına gelir. Tüm yıl boyunca, sabahın ilk ışıklarından gün batımına kadar yoğun bir şekilde dışarıdadır ve cildin kolajen üreten hücrelerinin yaşadığı, cildin ikinci katmanı olan dermis tabakasına derinlemesine nüfuz eder.
UVA ışınları cildinizin bu tabakasına ulaştığında, cildinizde kolajen ve elastin üretiminden sorumlu olan fibroblastlara kalıcı olarak hasar verir. Burada, “kalıcı” sözcüğünün altını çizmek önemlidir. Peki, UVA ışınları fibroblastlara zarar verdiğinde ne olur?
- Kolajen ve elastin üretimi olumsuz etkilenir
- Cilde soluk gri bir ton verir
- Dermis tabakayı sağlıklı tutamadığı için, cilt incelir ve daha kırılgan olur
- Hem UVA hem de UVB kaynaklı güneş hasarı meydana gelir
UVB, güneş yanığı ışınıdır. UVA’dan daha kısa dalga boylarına sahiptir ve cilde daha az nüfuz eder. UVB yoğunluğu mevsime, günün saatine ve güneşe göre dünyanın neresinde olduğunuza göre değişir. Gün ortasında, yaz aylarında ve yüksek rakımlarda daha yoğundur.
Hem UVA hem de UVB ışınlarına maruz kalma; yaşlılık lekelerine, ciltte renk eşitsizliklerine ve ciltte kırmızı kılcal damarlara neden olur. Bu değişiklikler, hem dermis hem de epidermis tabakada gerçekleşmektedir.
UVA ve UVB ışınları, cildin en üst tabakasındaki canlı hücrelere de zarar verir. Bu da, cilt dokusunun kurumasına ve incelmesine neden olur. Bu da, cildimizin daha solgun olmasına neden olur.
Güneş hasarı erken yaşta başlar, ancak korunmak için asla geç değildir.
Çocukluk ve gençlik yıllarında güneşe maruz kalan çoğu insan, bu değişikliklerin erken belirtilerini 20’li yaşlarında göstermeye başlar.
Çok geç olduğunu düşünebilirsiniz, ancak her zaman daha da kötüye gidebileceğini unutmayın. Bu nedenle, şu anda da güneşten korunma önemlidir. Ayrıca, güneş hasarının erken belirtilerini tersine çevirmeye yardımcı olmak için kullanabileceğiniz ürünler de vardır. Aslında, cilt bakımınızda bu değişiklikleri ne kadar erken yaparsanız o kadar iyidir.
- İlk olarak, günlük güneş kremi sürerek başlayın.
- Tüm yıl boyunca, her gün geniş spektrumlu güneş koruyucu kullanın.
- 30 SPF veya daha yüksek olan, geniş spektrumlu bir güneş koruyucu tercih edin ve her gün güneşe maruz kalan tüm bölgelere uygulayın.
- Güneş kremini, cilt bakım ürünlerinizden sonra ve makyajdan önce uygulayın.
- Bir günü bile kaçırmayın.
Cilt yaşlanması ile mücadele eden en iyi bileşenler
Serbest radikal hasarının neden olduğu cilt yaşlanması ile mücadele etmek için, antioksidanların gücünden yararlanarak başlayın. Antioksidanlar; UV ışınları, kirlilik, hastalık ve stres ve sadece normal hücresel metabolik süreçler nedeniyle oluşan serbest radikallerden kaynaklanan cilt hasarını yavaşlatmaya yardımcı olur. Bu nedenle, cildinizin antioksidan depolarını her zaman yüksek seviyede tutmanız gerekir. Cildin yaşlanmasına karşı savaşan en iyi antioksidanlardan biri yeşil çaydaki polifenollerdir.
Kolajen ve elastin yenileyici, yaşlanma karşıtı bakım; cilt incelmesi ve kırışıklıklar ile mücadele etmeye yardımcıdır. Kolajeni uyarmak ve korumak için en iyi bileşenler; glikolik asit ve retinoidlerdir. Peptitler ve vitaminler gibi diğer bileşenler de kıymetlidir. Bu bileşenlerin kombinasyon halinde uygulanması oldukça güzel sonuçlar sağlar. Aslında hemen her dermatolog, cildini yaşlanma belirtilerinden korumak için geceleri retinoid içeren bir ürün kullanmaktadır.
Yaşlanmayı önlemeye harika bir giriş, sabah cilt bakımı rutininize bir C vitamini serumu eklemektir. C vitamini, hücresel hasara neden olan serbest radikalleri nötralize edecek ve cildi aydınlatacak güçlü bir antioksidandır. Ayrıca, erken yaşlanmanın en büyük nedenleri arasında yer alan güneşin zararlı ışınlarının etkilerine karşı koymak için de harika bir yardımcıdır.
20li Yaşlarda Cilt Bakımı
20’li yaşlar, gençliğin verdiği ışıltının tadını çıkarabileceğiniz zamanlardır. Ancak, aynı zamanda yaşlandıkça bu ışıltıyı kaybetmenizi engelleyebilecek bir cilt bakım rutini oluşturmanın da en doğru zamanıdır.
Her şeyden önce, güneşin zararlı ışınlarından korunmak için günlük olarak güneş kremi kullanmak çok önemlidir. Bunu, SPF içeren bir nemlendirici kullanarak da yapabilirsiniz.
Bir diğer önemli konu, yüksek kaliteli cilt bakım ürünleri ve makyaj malzemeleri kullanmaktır. Bunlar, uzun vadede karşılığını veren yatırımlardır.
20’li yaşlarındaki biri için ideal günlük cilt bakımı rutini; sabah ve akşam cildi doğru bir jel ile temizlemek, tonik ve nemlendirici uygulamaktan oluşur. Haftada 2-3 kez peeling yapmalı ve haftada 1-2 kez besleyici bir yüz maskesi de uygulanmalıdır.
Ayrıca, her 2-3 ayda bir, o sağlıklı ışıltıyı korumanıza ve cildin derinliklerindeki kirleri temizlemenize olanak sağlayacak profesyonel bir cilt bakımı yaptırmak da faydalı olacaktır.
30lu Yaşlarda Cilt Bakımı
30’lu yaşlarınıza yaklaştıkça, cildiniz genellikle değişir. Bu değişiklikler arasında; kolajen ve elastin üretimindeki azalmaların yanı sıra, cildinizin 20’li yaşlarınızda olduğu kadar hızlı toparlanmayabileceği anlamına gelen hücre döngüsünün yavaşlamasıdır.
Dolayısıyla 30’lu yaşlar, yaşlanma karşıtı ürünlerinizin cilt bakım rutininizde daha büyük bir rol oynaması gereken zamandır. Bu nedenle, ilk adım olarak; nemlendiricinizi yaşlanma karşıtı faydalar sunan bir ürünle değiştirerek başlayabilirsiniz. İyi bir uyku rutini de, cildinizin ve vücudunuzun gece boyunca yenilenmesine yardımcı olmanın ve erken yaşlanmayı önlemenin anahtarıdır.
Her sabah ve akşam; cildinizi temizleyin, tonik uygulayın, göz kremi uygulayın, yaşlanma karşıtı serum uygulayın ve SPF’li yaşlanma karşıtı nemlendiricinizi uygulayın. Haftada 2-3 kez, cildinizi eksfoliye ettiğinizden emin olun. Ayrıca, yüz maskesi olarak cildi sıkılaştıran ve ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü önlemeye veya azaltmaya yardımcı olan bir ürün tercih edin.
Her 2-3 ayda bir cilt bakımı yaptırın. Bunun için, yalnızca cildinizi derinlemesine temizlemekle kalmayıp aynı zamanda kolajen üretimini ve sıkılığını artırmayı amaçlayan bakımları tercih edin.
40lı Yaşlarda Cilt Bakımı
30’lu yaşlarınızda başladığınız yaşlanma karşıtı rutinden ilham alan 40’lı yaşlar cilt bakımı; cildinize genç, parlak ve dolgun kalması için ihtiyaç duyduğu bileşenleri vererek cilt bakım rutininizi geliştirmekle ilgilidir.
Cildinizi nazikçe yenileyen cilt bakım ürünlerini kullanmaya başlayın ve gece kremi olarak, siz uyurken cildinizi yenilemeye yardımcı olanları tercih edin.
Her sabah, cildinizi besleyici bir ürünle temizleyin. Tonik uygulayın, göz kremi sürün, yaşlanma karşıtı serum uygulayın ve SPF içeren yaşlanma karşıtı bir nemlendirici sürün. Her akşam aynı işlemi uygulayın. Ancak, gündüz kullandığınız nemlendiriciyi, hücre yenileyici bir gece kremi ile değiştirin.
Her hafta peeling yapın ve haftada 2-3 kez yaşlanma karşıtı bir maske uygulayın. Cildinizin sıkılığını korumak için, bir dermatoloğa danışarak güvenilir yaşlanma karşıtı cilt bakım uygulamalarını ihmal etmeyin.